Yeni başlayanlar için
portre fotoğrafları
çekmenin püf noktaları
Fotoğraf, günümüzde yaşamın her
alanında bir çeşit kendini ifade etme şekli haline geldi. Özellikle
eskiden sanal alem yeni adıyla sosyal paylaşım sitelerinin sayfalarını,
üyelerin paylaştığı fotoğraflar dolduruyor. Paylaşımların ezici bir
çoğunluğu, özellikle “portre fotoğraflar”, “insan” ve “yaşam” içerikli
fotoğraflardan oluşuyor. Bunun birçok nedeni var. Ama en önemlisi,
içinde insan olan fotoğraflar, fotoğrafla ilgilenen çoğu kişinin daha
çok ilgi duyduğu fotoğraflar olmasından kaynaklanır. Hatta günümüzün
moda deyimiyle “Selfie” paylaşımlar tavan yapmış durumda. Bu durumda,
biz fotoğrafçıların pozisyonu ne olmalı? Kuşkusuz çalışmalarımızda
kendimize özgü sanatsal bir bakış açısını oluşturmak durumundayız.
Vesikalık mı? Portre mi?
Vesikalık diye adlandırılan
ve resmi işlemlerde kullandığımız fotoğraflarda özünde portredir. Ancak
vesikalıklar hiçbir zaman sanatsal kaygılar duyularak çekilen
fotoğraflar değildir. Amaç sadece kişinin bir belge üzerinde açıkça ve
belirgin olarak görünmesidir. Fotoğrafın sanatsal boyutuna girildiğinde,
vesikalık fotoğraflarla, “portre” diye adlandıracağımız, sanatsal
kaygılar güdülerek çekilen fotoğraflar arasında keskin çizgiler net
olarak belirmeye başlar. Bizler, fotoğrafın sanatsal boyutunda olduğumuz
için, “her sanat eseri, sanatçının izlerini taşımalıdır.” sözünden
hareketle, bu yazımda “sanatsal portreler” üzerinde duracağım.
Portre zaman zaman, sadece büst olarak adlandırdığımız vücudun kafa
kısmında çalışılabildiği gibi, dizden yukarıya, tam boy olarak da
çalışılabilir. Hatta daha da ileriye giderek, kişinin bulunduğu mekanın
özelliklerini de yansıtır tarzda veya kişinin yaptığı işi aktarır tarzda
çalışılabilir. Portre çalışırken, hiçbir zaman kendimizi dar kalıplar
içine sıkıştırmamalı, modelimizin duygularını, kişiliğini ortaya koyacak
değişik açılarda, değişik ışık ve pozlama değerleri kullanarak, değişik
kadrajlarla olabilenin en iyisini ortaya çıkarmanın gayretinde
olmalıyız.
Portre fotoğraflar; modelin, iç dünyası, karakterini,
duygularını, kişiliğini ortaya çıkarması en azından bunların fotoğrafçı
tarafından izleyene yansıtılması gerekir. Başarı, bunların izleyene ne
kadar aktarıldığı ile doğru orantılıdır. Bu unsurları taşıyan portreler,
amacına ulaşmış ve iyi portreler olarak değerlendirilebilir. Dikkate
edilirse, burada modelin fiziki düzgünlüğü ve güzelliği ile ilgili
vurgulama yapmadım. Bu konu tümüyle, portrenin asıl vurgulama amacı
değildir.
Nasıl pozlar olmalı?
Portre
fotoğraflarda her zaman modelin doğal pozunu yakalamak sonucu her zaman
daha iyi yapar. “Haydi beni çek !” ya da “Şurada dur seni çekeyim.”
tarzı bir bakış açısı ile üretilen fotoğrafların sanatsal kaygılardan
uzak kaldığını belirtmekte fayda var. Bu tarz çekilen fotoğraflarda,
modelin pozundaki yapaylık izleyiciden çok olumlu notlar almayacaktır.
Çünkü modelin pozunun yapaylığı portrenin tümden değer yitirmesi
demektir ki; bu da sizi arzu edilen sonuca götürmez.
Portre
fotoğraflarda istenilen sonuca gitmek, fotoğrafçının modeli iyi
tanımasından geçer. Çalıştığınız modelle ne kadar iyi iletişim içinde
olur ve onu ne kadar çok tanırsanız, çektiğiniz fotoğraflarda o denli
iyi olur.
Fotoğrafa yeni başlayan fotoğrafçıların hemen hemen hep
şu serzenişlerini duyarız; “Fotoğrafını çekeceğimizi söyleyerek ya da
haber verirsek (genellikle sokakta çekilen portreleri çalışanları
kastediyorum) doğal pozu yakalayamayız. O yüzden haber vermeden
çekiyorum.” Derler. Hemen belirtmeliyim ki; bu fotoğraf sanatının özüne
ve etiğine ters bir durumdur. Habersiz çekilen portre fotoğraflar
“paparazi” olarak nitelenen bir guruba girer ki; zaten bu aşamada
yapılan işi sanat olmaktan çoktan çıkmıştır. Çünkü çalışmanıza konu olan
kişinin özel alanına girilmiştir bu da hiç kimse tarafından hoş
karşılanmayan bir durumdur.
Unutmamız gereken tek şey; doğal
pozu yakalayacağım diye, fotoğrafçı etiğinin dışına çıkmamamızdır.
Kişiyi doğal pozda yakalamak, onun habersiz fotoğraflanacağı anlamına
gelmez. Bu şekilde algılanmamalıdır. Kendisinden fotoğraf çekmek için
izin aldığınız modelinizle geçireceğiniz süre içinde onunla tanışmalı,
kaynaşmalı, duygularını ve düşüncelerini öğrenmeli, onu rahat kendi
haline bırakarak fotoğraf çekmelisiniz. Modelinizle girdiğiniz
iletişimde ona güven vermeniz ve onun rahatlamasını ve kendi doğallığına
bürünmesini sağlamalınız. Onu gözlemlemeli, bakışını, gülüşünü,
konuşmasını, mimiklerini iyice anlamaya çalışmalınız. Modelinizin
fotoğraflarını çekmek en sona bırakılmalı bütün bu yukarıda özetlemeye
çalıştığım aşamalar geçildikten sonra yapılmalıdır. Bu süre bazen 15-20
dakikadır, bazen yarım gün. Ama bu sürenin sonunda alacağınız ödül
fotoğraf anlamında her zaman çok daha güzel olacaktır. Bundan emin
olabiliriniz.
Şunu biz fotoğrafçılar her zaman akılda tutmalıyız;
“Habersiz fotoğrafını çektiğiniz kişinin, temel hak ve hürriyetine
tecavüz vardır.” Oysa fotoğrafın sanatsal boyutundaysak ve işin içinde
sanat varsa, özünde zaten saygı da var demektir
Nasıl
kadrajlar olmalı?
Modeliniz pozu ve buna bağlı olarak
izleyene yansıtmak istediğiniz kadrajı belirlemek sizin kişisel
tercihiniz olmakla birlikte, yatay, dikey veya çok sıklıkla
kullanılmamakla birlikte kare kadrajlardan herhangi birini tercih
edebilirsiniz. Ancak kadrajınız içerisine modelinizi yerleştirmek konusu
biraz daha dikkatli olmanızı gerektiriyor.
Şöyle ki; Hiçbir
zaman modelinizin tam eklem yerlerinden kesmeyiniz. Sadece modelin başı
çalışırken, çenenin tam olarak kadrajda yer alması, kulakların ya tam
olarak kadraja dahil edilmesi ya da kadraj dışında tutulması
çalışmalarınızın sonuçlarını estetik olarak daha olumlu
destekler.Modelinize göre makineniz daha yüksekte ise, çekim sonuçları
basık olur. Modeliniz olduğundan daha kısa boylu olarak izleyene yansır.
Eğer makineniz daha alçakta ise, modeliniz daha rahat ve olduğundan daha
uzun boylu olarak görülür. Arzu edilen makine pozisyonu, makinenizin
yerden yüksekliği, modelinizin göz hizasında olmasıdır. Daha ileriye
giderek, modeliniz yerde uzanmış ise, sizinde yere uzanarak çekim
yapmanız sonucu estetik olarak daha olumlu etkiler.
Netlik ne kadar önemli?
Netlik her zaman gözlerde olmalı.
Portre fotoğrafları izleyen göz önce gözlere odaklanır. Gözler net
değilse, çalışmanızı izleyende negatif etki yaratacaktır. Özel amaçlı
reklam türü çalışmalarınızın dışında, portre fotoğraflarda, netliğin
modelinizin gözlerinde olması her zaman ilk tercihiniz olmalı. Diyafram
tercihiniz ne olursa olun bunu sağlayabilmelisiniz. Modeliniz numaralı
gözlük kullanıyor ise, gözlük camından yansımaların alınmaması için
mutlaka gün ışığında polarize filtre ile veya yansımaların alınmadığı
uygun bir açı ile çalışılmalı. (Güneş gözlüğünden modelin baktığı
yerlerin yansımaları olan fotoğraflar çok çekildi. Daha yaratıcı olun ve
artık bu tür çekimlerle zaman harcamayın.) Portre çalışmalarınızda,
modelin gözleri, mutlaka izleyene hissettirilmeli. Gözler her zaman
duygu aktarımında en başarılı iletişimi sağlayan organımızdır. Çekim
açınızı bu anlamda iyi belirlemeli ve duygu aktarımını en sağlayacak
bakışları mutlaka yakalama gayretinde olmalısınız.
Işık
Kontrolü ve ışığın etkileri
Gerek gün ışığı gerekse yapayla
ışıkla çalışırken, ışığı en etkin şekilde kullanmak çalışmalarınızı her
zaman daha beğenilir yapar. Işığı iyi tanımalı, etkilerini iyi
kullanmalıınız. Bu anlamda, değişik ışıklarda bolca egzersiz yapıp,
sonuçlarını gözlemlemeye çalışın. Gün ışığında çalışıyorsanız,
objektifinizde ışığın etkilerini beğeninize göre düzeltecek bir filtre
kullanabilirsiniz. Polarize ve Sky-Light filtrelerden birini tercih
edebilirsiniz.
Çekim sırasında da modelinizle konuşmaya devam
edin. Gözünüz vizörde olsun ve sürekli sesinizle iletişim halinde olun.
Onu yönlendirin. Onu onurlandıracak cümleler kurun. Gülmesi için fıkra
bile anlatabilirsiniz. Ama gözünüz hep vizörde olsun ve en uygun anı
kollamak için sürekli takipte olun. Ters ışıkta çekimler yapıyorsanız,
reflekte ışıkla yüzü aydınlatabilir veya dolgu flaşı kullanabilirsiniz.
Gün ışığının yoğun olduğu saatlerde ve gün ışığında yaptığınız
çekimlerde, yüksek kontrast oluşacaktır. Gölge olan yerde yapacağınız
çekimlerde gün ışığı daha homojen bir aydınlık sağlayacaktır.
Hayri ÇALIŞKAN
Profesyonel Fotoğrafçı | Eğitmen
Fotograflar © Hayri CALISKAN