Fotoğraf ve Fotoğraf YapmakFotoğraf öğrenmenin ve fotoğraf yapmanın (sanatsal kaygılarlarla fotoğraf sahnesi kurgulayıp çekmek) yolu her geçen gün değişiyor ve seçenekleri ile karşımıza geliyor. Öğrenmek istediğiniz konuya göre bu seçeneklerden birini ya da bir kaçını tercih edebiliyoruz. İşte öğrenme yollarından bazıları;
- Okuyarak öğrenme,
- İzleyerek öğrenme,
- Gezip görerek öğrenme,
- Deneme/yanılma ile öğrenme,
- Etrafınızdaki kişilerden duyarak, görerek öğrenme,
- Bilen birinden öğrenme,
- Bilen biriyle, uygulayarak öğrenme,
- Vs… vs..
Bazı konular vardır ki; öğrenmek için sadece okumanız yeterli. Okuduğunuzu uygulayarak sonuca gidebilir, kendinizce yapacağınız alıştırmalarla kendinizi geliştirebilirsiniz. Hemen aklıma geliveren, yemek öğrenme. Bilmediğiniz bir yemeği pişirmek için çoğu zaman onun tarifini okumak yeterli olabiliyor. Okuduğunuza göre hazırladığınız yemekteki bazı karışımların dengesi, tarifi yazanın damak zevkine ve yöresel alışkanlıklarına uygundur hep. Siz yazılı tarif üzerine bir yemeği yapabilirsiniz. Ancak damak zevkinize uygun olmayabilir. Bu durumda, yemek yaparken kullandığınız karışımların miktarları ile oynayabilir, hatta kendinizce ekleme çıkarmalar da yaparak, kendi damak tadınıza uygun hale getirebilirsiniz.
Bazı konular vardır ki; öğrenmek için mutlaka görmelisiniz. Ne kadar yazılı doküman okursanız okuyun, gözünüzle göreceğiniz bilgilerin doygunluğuna sizi ulaştıramaz. Okuduklarınıza yüklediğiniz anlamlar, öğrenmek istediğinizi görmediyseniz “size göre anlamlar” olarak kalır. Gördüğünüz zaman, okumanızla oluşan sizdeki anlam yüklemelerinin ne kadar eksik kaldığını anlayıverirsiniz. Bendeki bu anlamdaki ilk şok, Selçuk’taki Artemis Tapınağı’nı ilk gördüğümde oldu. Dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen bu tapınak hakkında onca yazı okuduktan sonra, tapınaktan geriye kalan sadece üst kısmı tümüyle tahrip edilmiş tek bir sütunla karşılaşmak ve “işte Artemis Tapınağı” dendiğinde yaşadığım şaşkınlığı anlatamam. Böylesi konularda, konuyu tam anlamıyla bilmek için görmek gerekiyor.
Bir konuyu deneme ve yanılma ile öğrenme beklide öğrenme yollarından en uzun soluklu olanıdır. Konuyu kavramanın kısa yollarını bulmak bu yolu tercih edenler için çok zaman alacaktır. Hatta belki de asla tam olarak öğrenemeyeceklerdir. Konuyu öğrenebilmeleri için mutlaka yardımcı bir rehbere gereksinim duyacaklardır her zaman.
Bir konuyu, “kulaktan dolma” bilgilerle öğrenmek, konuyu size aktaranların bildikleri ile sınırlıdır. Hatta içinizden hep; “Acaba doğru mu söylüyor?” sorgusunu yaparsınız. Şüphelerinizde de çoğu zaman haklı çıkarsınız. Konuyu size aktaran, acaba konuyu gerçekten biliyor mu? Yoksa oda birinden mi duydu? Ne kadar doğru? Bu metotla bir konuyu öğrenmeye çalışmak belki seçilebilecek en kötü yollardan biri. Sonuçta her zaman yanlış bilgilendirmeye/bilgilenmeye/öğrenmeye açık bir durum var ortada.
Bir konuyu bilen birinden öğrenmek, her zaman en kestirme yolla
alınabilen en iyi sonuçtur. Bunun da çeşitli yolları var mutlaka. Bu da
öğreneceğiniz konuya göre değişir. Eğer öğreneceğiniz konu bir uygulama
gerektirmiyorsa, bilen birinden dinlemek yeterli olabilir. Ama işin
içine uygulama giriyorsa, işte o zaman “bilen biri” nin aynı zamanda iyi
bir uygulayıcı olması ve bildiklerini de uygulayarak size aktarması
gerekir. Sadece uygulamakla da kalmayıp, size de uygulama yaptırarak
konuyu bütünüyle kavramanızı ve öğrenmenizi sağlamalıdır.
Şu
cümleyi mutlaka duymuş olmalısınız; “İyi bir film eleştirmeni olmak
için, mutlaka yönetmen olmanız gerekmez.” Bunun doğruluk payının yüksek
olduğunu düşünsem de, bazen içinde bir tür bilgisizliği gizleme
kırıntıları taşıdığını da hissederim her nedense. Ben de bunu söyleyen
kişinin doğrudan yüzüne söyleyemesem de, hep içimden “İyi de iyi bir
film yapmak için de iyi bir yönetmen olmanız gerekir” diye geçiririm.
Aklınızdan “İyi de iyi bir yönetmen her zaman iyi filmler mi yapar? Ara
da bir onunda kötü sonuçları olmaz mı? Ki; zaten buna benzer örnekler
var” diye geçebilir. Böyle düşünmenizde haklılık payınızın yüksek
olduğunu söylemeliyim. Bu bir paradoks değil, konuyu o yöne çekmeden,
ben yine de size; “İyi de iyi bir film yapmak için de iyi bir yönetmen
olmanız gerekir.” derim. Buna ek olarak da, “işini gerektirdiği konuları
tam anlamıyla öğrenememiş, gerekli deneyimleri yaşamamış, işinin
gerektirdiği teknik ve estetik alt yapı eksikliği olan, biri iyi bir
yönetmen değildir. Dolayısı ile üreteceği filmde iyi bir film
olmayacaktır.” derim.
Bir konuyu bilmek farklıdır. Bir
konuyu hem bilmek, hem de bildiğini uygulamak farklıdır. Bir konuyu çok
iyi biliyor olmak, onu başka birine çok iyi anlatmak anlamına gelmediği
gibi, bir konuyu çok biliyor ve çok iyi uyguluyor olmak, başka birine
çok iyi anlatıyor ve çok iyi uygulatıyor olmak anlamına da gelmemeli.
Yazı başlığını “Fotoğraf öğrenmek ve Fotoğraf Yapmak” olarak tercih
etmem bazılarınızı şaşırtmış olabilir. Özellikle “Fotoğraf Yapmak..”
betimlemesi, atölyelere katılan çoğu arkadaşım tarafından ilk başlarda
yadırgansa da, atölyenin sonunda neyi kastediyor olduğumu tam olarak
anlamış olurlar. Atölyelerimizde, fotoğraf yapmanın aşamalarını en ince
ayrıntısına kadar ele alıyoruz. Fotoğrafın içinde olmayan hemen herkes,
deklanşöre basarak fotoğraf çekildiğini düşünür. Oysa gerçekte olan
şudur. Fotoğrafçı daha işin başında ne tür bir eser ortaya koyacağını
bilir. Yani fotoğraf düşünce ve hayal gücüyle, önce fotoğrafçının
beyninde oluşur. Sonrasında içine aktarmak istediği duygularını da
katar. Bu noktada artık fotoğraf bitmiştir. Sıra yapılan eserin ortaya
çıkarılmasına gelmiştir. Bunun olabilmesi için aşağıdaki evrelerin
dikkatlice planlamasına geçilir.
- Konuya uygun
çalışma zamanın belirlenmesi
- Konuya uygun ışık şeçimi
(Uygun doğal veya yapay ışık ya da ışıklar)
- Konuya
uygun ekipman seçilmesi
- Konuya uygun çekim açısının
belirlenmesi
- Konuya uygun çekim yüksekliğinin
- Konuya uygun olarak makineye set edilen çekim değerleri
- Ve deklanşöre tam zamanında basabilme
Bildiklerinizi
paylaşmaktan çekinmeyiniz. “Bildiklerini içinde yaşadığı toplumla
paylaşmayanlar, yaşadıkları topluma en büyük ihaneti yapanlardır.”
Diyerek, yazıyı buraya kadar okuyan arkadaşlarıma teşekkür etmek
isterim. Fotoğrafın, kişinin kendine ulaşmaya çalıştığı bir yol olduğu
bilinci ile, kendinize giden bu yolda daha iyiye ulaşmanın çabalarının
hep var olması dileği ile
Saygı ve sevgilerimle.
Hayri ÇALIŞKAN
Fotoğraf
Sanatçısı/Eğitmen
Fotograflar © Hayri CALISKAN