Fotoğraf ve Fotoğrafçı'ya DairBu sayfayı şu an
okuyorsanız, zaten bir şekilde fotoğrafa bulaşmışsınızdır demektir.
Fotoğrafın büyülü dünyasında bir yolculuğa çıkmışsanız ya da çıkmaya
karar vermişseniz, aşağıdaki bilgiler size bazı konularda daha iyiyi
yakalama adına bazı kısa yollar sunacaktır.
Fotoğrafçılığı ister
profesyonel anlamda, ister amatör anlamda yapıyor olsak bile, fotoğrafçı
olarak bizlerin her zaman kendimizi geliştirme yolunda çabalarımızın
olacağını, ışığı keşfetme ve onu daha iyi yorumlama adına yeni bilgiler
edinmemiz gerektiği gerçeğini de unutmamamız gerekiyor. Yeri gelmişken,
profesyonel fotoğrafçı ile amatör fotoğrafçı tanımını öncelikle bir
açığa kavuşturmalıyız;
Profesyonel Fotoğrafçı;
fotoğraflarından para kazanan fotoğrafçıdır. Her zaman birincil hedefi,
mesleğini en iyi ve hak ettiği biçimde ortaya koyup, fotoğraflarından ve
mesleğinden para kazanma amacına dönüktür.
Amatör Fotoğrafçı
ise; fotoğrafı daha çok hobi amaçlı yapandır. Birincil hedefi
hep bir öncekinden daha güzel fotoğraflar çekmek üzerine kuruludur.
İster amatör, ister profesyonel bağlamda fotoğrafçılık yapıyorsak,
her zaman kendimizi geliştirme yolunda, yeni yollar keşfetmek ve bu
konuda çaba sarf etmek gerektiğini hiçbir zaman akıldan çıkarmamamız
gerekiyor.
“En iyi fotoğraf henüz çekilmedi” ya da “En iyi
fotoğraf asla çekilemeyecek” diyorum. Nedeni çok basit; eğer böyle bir
çekim gerçekleşse fotoğrafta ilerleme durur. Her zaman daha iyisi
çekilebilir. Hatta siz bu satırları okurken bile, belki çekiliyordur.
Belki bizim gözümüzden kaçmıştır, daha önce çekilmiştir. Ya da çekilmesi
planlanıyordur. Fotoğrafçı, her zaman yeni buluşlar peşinde koşan bir
bilim adamı gibidir aslında. Her yeni basılan deklanşörle elde edilen
sonuç her zaman bir öncekinden daha iyi olmalıdır. Eğer daha iyi
olamıyorsa, o zaman fotoğrafçı dönüp kendini sorgulamalı ve bu yolda,
kendini daha iyiye ulaştırma adına verdiği çabaların yetersizliğini bir
gözden geçirmelidir.
Buradan hemen şu sorulara yanıt arayalım;
Fotoğrafçı doğulur mu? Yoksa Fotoğrafçı Olunur mu? Bu sorulara farklı
yanıtlar verilebilir. Öncelikle; Fotoğrafçı olmak için bazı yetenekleri
gerektirir mi? Sorusuna çoğumuzun “evet” yanıtını vereceğini
düşünüyorum. Şöyle sorsak; Fotoğrafçı olmak, kişinin bu alanda
kullanacağını yeteneklerini geliştirir mi? Buna da birçoğumuzun “evet”
diyeceğini tahmin ediyorum. Bu sorgulardan ilk iki sorunun yanıtına
dönersek, “Fotoğrafçı olunur” sonucuna rahatlıkla gidebiliriz.
Tüm sanat dallarında olduğu gibi, kişinin içindeki yetenekleri açığa
çıkarması o sanata duyduğu ilgiye, kendini o sanat da ilerleme yolunda
verdiği çabalara da bağlıdır diyebilir miyiz? Bir şarkıyı iyi
okuyabilmenin mutlaka doğuştan bir ses güzelliğine dayalı olduğunu kabul
edersek, o zaman baştan yanlışın içine düşeriz. Kişinin sesini daha da
güzelleştirmesi adına kendince alacağı eğitimler ve yapacağı
egzersizleri nereye koyacağız o zaman? Aynı şey, bir ressam, bir
heykeltıraş, bir müzisyen için de geçerli. Siz hiç, çok iyi müzik kulağı
ve sesi olan birinin hiçbir eğitim almadan herhangi bir müzik aletini
çalmaya başladığına şahit oldunuz mu? Ancak, bu konuda eğitim alan
birinin, kabul sınırları içinde bir müzik aletini kullanmayı
öğrenebildiğine hatta çok iyi kullanabildiğine şahit olmuşuzdur.
Fotoğraf da, “olunur” sanatlar içinde yerini alıyor ve gerekli eğitim
süreçleri ile “Fotoğrafçı“ olunuyor. Bu sürecin uzayıp kısalması,
kişinin ayıracağı zamana ve kendini geliştirme yolundaki isteğine bağlı.
Öncelikle içimizdeki öğrenme ve daha iyi olma isteği, bu sürenin
kısalması anlamına da gelir. Bilen bir kurumdan ya da kişiden alınacak
eğitimler, ister profesyonel ister amatör olarak fotoğrafçı olan
kişilerin gelişim sürecini hızlandıran en önemli yollardan biridir.
Düzeyiniz veya ilginiz ne olursa olsun, fotoğrafçı olan
herkesin aşağıdaki konulara zamanlarının el verdiği ölçüde eğilmesi
gerekiyor.1-Makine ve ekipmanlarınızın
yapabileceklerini iyi bilmelisiniz. Bunun için mutlaka kullanım
klavuzlarınızda yazan bilgileri sık sık okumalı, makine ve
ekipmanlarınızla birlikte yazılı olanlar konusunda egzersiz
yapmalısınız. “Ben makinemi ve ekipmanlarımı iyi tanıyorum” deseniz bile
bunu belli aralıklarla tekrarlamalısınız. Kullanmadığımız bir çok
fonksiyon ve işlevleri bu sayede yeniden anımsar ve kullanır hale
geliriz.
2-Başlangıç düzeyinde iseniz ve gerçekten iyi fotoğraflar
üretmek istiyorsanız, bilen birilerine danışmanızda fayda var. Kimse
doğuştan fotoğrafçı değildi. Bilgilerine hep deneyerek, araştırarak
sahip oldu. Bu anlamda, yakınızdaki fotoğraf eğitimi veren kurum ya da
kişilerle temas kurmalısınız. Eğer yoksa, ya da buna zaman
bulamıyorsanız, mutlaka fotoğraf eğitimleri üzerine kitaplar alıp
okumalı ve o kitapların içeriğinde kendinizi test çekimlerine
yöneltmelisiniz.
3-Çekimlerinizi planlayın. Hiçbir iyi fotoğraf
tesadüfen çekilmez. Ne çekeceğinizin planını önceden yapmalısınız.
Fotoğrafı planlamalısınız. Kadrajınızdan, bakış açınıza, kullanacağınız
ekipmanınızdan, çalışma saatine varana değin, planlayacağınız bir
fotoğraf beklediğinizden çok daha iyi olacaktır. “Haydi gidip fotoğraf
çekelim” demek yerine, “haydi gidip şu fotoğrafı çekelim” diyerek yola
çıkmalısınız.
4-İçinizdeki fotoğraf tutkusunu keşfedin. Ne tür
fotoğraflar ilginizi çekiyor? Ne tür fotoğraflar çekmek istiyorsunuz?
Gibi soruların yanıtlarını verin kendinize. İstediğiniz fotoğraf
alanında çalışmak, hem sizi hiç kullanmayacağınız ekipman alımından
koruyacak, hem de istediğiniz alanda, bilgi açlığı dürtünüzü geliştirip,
o alanda kendinizi geliştirmek için fırsatlar arıyor olacaksınız.
Kişinin ilgisi hangi yöne ise, bilinç altındaki zihinsel
fonksiyonlarında o alanda çalıştığını söylüyor bilim adamları.
İstediğiniz fotoğraf konularına yönelmeniz bir anlamda kendinizi bu
yönde daha başarılı sonuçlar almaya götürecektir.
5-Hangi konuda
çalışıyor olursanız olun, deklanşöre basmadan önce mutlaka şu soruyu
kendinize sorun; “Ben olsam bu fotoğrafı çerçeveletir duvara asar
mıyım?” Yanıtınız evet ise, basın deklanşöre, değilse, sahneyi bir kez
daha gözden geçirmekte fayda var. Yeniden düzenleyin her şeyi ve yeniden
deneyin.
6-Mükemmel fotoğraf yoktur. Başkalarının çektiği
fotoğraflara bakarken mutlaka eksikleri ve hataları bulmaya çalışın.
Hep; “Ben olsam şöyle çekerdim” diyerek kritik geliştirin. Üstelik bunun
için çok özel zamanlar ayırmanıza da gerek yok. Etrafımızı fotoğraf
kuşatmış durumda zaten. Her yer fotoğraf dolu. Yolda yürürken, gazete
okurken, metroda, otobüste, uçakta, vapurda mutlaka etrafımızda onlarca
fotoğraf var. Yapmanız gereken sadece onlara odaklanmak ve kusur aramak.
Bunu yapmanız, gelişim sürecinizi de hızlandıracak, kendi bakış açınızı
ve fotoğraf duruşunuzu da belirleyecektir.
Şuan burayı
okuyorsanız, yazının tamamını okudunuz diye düşünüyorum. Umarım fotoğraf
yaşamınıza küçük de olsa bir yarar sağlamışımdır. Fotoğrafın, kişinin
kendine ulaşmaya çalıştığı bir yol olduğu bilinci ile, kendinize giden
bu yolda daha iyiye ulaşmanın çabalarının hep var olması dileği ile
saygı ve sevgilerimle.
Saygı ve sevgilerimle.
Hayri ÇALIŞKAN
Fotoğraf
Sanatçısı/Eğitmen
Fotograflar © Hayri CALISKAN